• '' 20 '' Konu Açan yada mesaj yazmış olan Rütbe '' Özel üye '' olucaktır.. Vip üye de 200 konu yada Cevap vermiş olan Rütbe kazanacaktır saygılar

Ses Sağlığını Korumanın Yolları

haberci_arif

Administrator
Yönetici
Administrator
Vip Üye
5 Yıl ve Daha Eski Üyemiz
Özel Üye
Katılım
21 Ocak 2010
Mesajlar
1,644
Tepkime puanı
65
Puanları
48
Konum
Sultanciftlgi/Sultangazi
Web sitesi
www.ceptelefonuparcasi.com
Enst.
Korg İS40
""Ses Sağlığını Korumanın Yolları"" bakmadan geçmeyin

ses telleri ve hastalıkları ile ilgili detaylı bilgiyi aşağıdaki linkten öğrenebilirsiniz.



Ses, gırtlağın iki yanındaki tellerin yani �ses telleri�nin titreşimiyle oluşur. Gırtlak kasları, ses tellerinin uzunluk ve gerginliğini kontrol ederek titreşimi ayarlar. Sesin yanlış kullanımı sonucunda ses telleri hasar görebilir ve bunun sonucunda da bazı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.



Sesimizi korumak için ne yapmamız gerektiğini Memorial Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü�nden Doç. Dr. Burak Erdamar açıkladı:



Çok şiddetli bağırma ya da uzun süre fısıltı şeklinde konuşma durumunda ses tellerinde nodül oluşabilir. Uzun süre sigara içmek, sigara dumanı solumak, sürekli endüstriyel dumana maruz kalmak ya da kronik bir alerji sonucu ya da reflü sonucu hastalık oluşabilir...



Sağlıklı bir ses için neler yapılmalı?

Su için: Ses tellerinizin iyi bir performans sergileyebilmesi için günde en az 2 litre içinde sıvı tüketmelisiniz. Günde 8-10 bardak su içerek ses telleri için gerekli nemlendirme sağlanmalıdır.

Bol oksijen alın: Düzgün bir ses için yeterli hava almalısınız. Bunun için çok hızlı konuşmayın ve daha sık nefes alın. Burun yoluyla, derin ve karından nefes almak doğru bir teknik olacaktır.

Egzersiz yapın: Sağlıklı bir ses için sağlıklı bir beden mutlak gerekliliktir. Düzenli fizik egzersizleriyle hem vücut yapısı, hem gelişen iskelet ve kas yapısı nedeniyle solunum işlevini mükelleştirebilirsiniz.



Nelerden uzak durmalıyız?

Sigaradan uzak durun: Pek çok hastalığın önde gelen sebebi sigara, sesin de bir numaralı düşmanıdır. Sigara içmeyin. Sigara dudaktan başlayarak bütün ses yollarını kurutur. Ses kısıklığı, seste kabalaşma ve ses kalitesinde bozulmaya sebep olur. Bu etkiler pasif sigara içicilerinde -yani sürekli sigara dumanı bulunan ortamlarda kalan kişilerde- de aynen görülmektedir.

Midenize dokunacak yiyecek ve içeceklerden uzak durun: Çok acı, ekşi, aşırı baharatlı yiyecekler tüketmeyin. Portakal, greyfurt gibi turunçgilleri ölçülü tüketin.

Gece atıştırmalarından uzak durun: Yatmadan 3 saat önce gıda alımını durdurun. Aksi durumda gece boyunca artmış mide asidi ses tellerinize zarar verecektir.

Sık sık boğaz temizleme hareketinden kaçının: Sıkça boğaz temizlemek ve öksürmek ses tellerine zarar vermektedir. Boğaz temizleme ihtiyacı hissettiğinizde yutkunun veya biraz su için.

Stresten uzak durun: Stres kas gerginliği yaratarak, sesin zorlu kullanımına neden olur. Bu da ses tellerine hasar verir.

Yüksek sesle konuşmaktan kaçının: Bağırmak, çığlık atmak ses tellerinde kanamalara neden olarak ses kalitesinde kalıcı hasarlar yapabilir. Konuşurken aniden yüksek sese çıkmayın.

Gürültülü ortamlardan uzak durun: Gürültülü ortamlarda sesinizi duyurabilmek için bağırarak ya da yüksek sesle konuşmak zorunda kalırsınız. Böyle ortamlardan uzak durmaya çalışın. Muhakkak böyle bir ortamlarda bulunmanız gerekiyorsa ve yüksek sesle konuştuysanız, bir süre sesinizi dinlendirin ve derin karın solunumu yapın.

Bilinçsiz ilaç kullanımından kaçının: Soğuk algınlığı ve üst solunum yolu hastalıklarında çok yaygın olarak kullanılan ilaçların içeriğindeki bazı maddeler tükürük salgısını azaltarak boğazı kurutur. Bu ilaçları kullanmak zorundaysanız yanında sıvı tüketimini artırmalısınız.

Özellikle öğretmen, öğretim görevlisi, ses sanatçısı, santral operatörü veya işi gereği sürekli telefonla konuşmak durumunda olanlar ses sağlıkları için bu kurallara muhakkak uymalı ve gereğinde ses terapisti denetiminde ses eğitimi almaları çok önemlidir.

Konuşma sırasında veya sonrasında boğazınızda ağrı oluyorsa ve sesinizde bir değişiklik varsa bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurmanız en doğrusudur.

ELMA SİRKESİ VE ÇEMENOTU : Bu ikili ile yapılacak çay, ses tellerine iyi gelir ve sesi güzelleştirir.
 

Ekli dosyalar

  • images.jpg
    images.jpg
    3.7 KB · Görülen: 426
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları

Ses tellerimizi yapısal olarak keman tellerine benzetemesek de işlevleri

açısından onlara benzetebiliriz. Ses tellerimiz keman tellerine benzemez;

çünkü onlar aslında kastır, ayrıca kesitleri yuvarlak değildir. Akciğerlerimizden çıkan havanın onların titreşmesini sağlaması sonucunda konuşabiliyor yada şarkı söyleyebiliyoruz. Sesimiz, ses tellerimizin boyutları, kalınlıkları ve kas gerginliklerine bağlı olarak belirli bir doğal titreşim frekansı aralığına sahiptir. Sesimizin kuvvetli oluşu ve perdesi, gırtlağın iki temel işlevine bağlı olarak değişim gösterir. Bu iki temel işlev, ses tellerini birbirlerine yakınlaştırma ve bunların gerilmesini sağlamadır. Ses tellerimiz uzun ve gevşekse, tıpkı keman tellerinde olduğu gibi, düşük perdeli sesler üretilir. Daha kısa ve gerginse ses tellerimiz, yüksek perdeli sesler üretir. Konuşurken ve şarkı söylerken, ses tellerimizin uzunluğunu ve gerginliğini sürekli olarak değiştiririz. Gırtlağımızdaki kaslar ve ses tellerimiz

söylemek istediğimiz perdeyi ortaya çıkarabilmek için kendiliğinden kasılıp gevşer. Herbirimizin üretebildiği ses perdesinin farklı oluşundan dolayı, sesler, tizden pese doğru, genel anlamda dört grupta sınıflandırılır: soprano, alto, tenor ve bas. Ses tellerimiz günlük yaşamda saniyede 100-1000 kez titreşir. Titreşim hızı arttıkça sesin perdesi yükselir. Kadınlar ve erkeklerde, konuşma sırasında ses tellerinin titreşim sıklığı farklıdır. Bir kadın konuşurken, ses telleri ortalama saniyede 250 kez titreşirken, erkekte ortalama 130 kez titreşir. Kadınların sesinin erkeklerinkine göre daha ince olması da, ses tellerinin daha kısa ve ince oluşundan dolayı daha sık

titreşmesinden kaynaklanır. Opera sanatçıları, bir aryayı söylerken zaman

zaman olağanüstü tiz sesler çıkarırlar. Böyle zamanlarda, ses telleri yaklaşık olarak saniyede 1400 kez titreşir.

Sesimiz Güzelleşebilir

Şöyle bir olay düşünelim: Genç bir kadınla genç bir erkek bir partide ilk

kez karşılaşırlar ve birbirlerine ilgi duymaya başlarlar. Sonra erkek cesaretini toplayıp tanışmak için ilk atağı yapar ve genç kadına "Benimle dans eder misiniz?" diye sorar. Ancak genç kadın bunu duyunca birden irkilir. Çünkü görünüşünden oldukça hoşlandığı bu genç erkekten böyle kadınsı bir sesi kesinlikle beklememiştir! Hepimiz günlük yaşamda buna

benzer olaylar yaşamışızdır. Sesimiz değişik nedenlerden dolayı zaman zaman değişime uğrar yada kısılır. Kimimiz, sesinin bozukluğunun yada onu yanlış kullandığının bilincinde olmadan onu yıllarca yanlış kullanır ve bunun sonucunda sesiyle ilgili iş yada özel yaşamında sorunlarla karşılaşır.

Ancak günümüzde sesle ilgili pek çok sorunun tedavisi mümkün. Burada göz önünde bulundurulması gereken, sesimizin aslında olağanüstü karmaşık bir olgu olmasıdır. Ses dediğimizde, işin içine pek çok uzmanlık alanı girer. Bunların arasında, şan, düzgün konuşma, konuşma-dil patolojisi, dilbilim, fonetik, laringoloji, psikiyatri ve akustik sayılabilir. Ses telleriyle ilgili rahatsızlıklar, hastanelerin kulak-burun-boğaz kliniklerinin

foniyatri ve odyoloji servislerinde tedavi ediliyor. Bu servise daha çok, işleri gereği seslerini sıklıkla kullanan hastalar başvuruyor. Bunlar arasında, yıllarca yanlış teknikle şarkı söyleyen şarkıcılar, öğrencilerine "sözlerini

geçiremeyen" öğretmenler, hukukçular, santral memurları, oyuncular ve mitingden mitinge koştuktan sonra sesleri kısılan politikacılar olabiliyor. Hastalara yapılan testlerden en önemlisi, sesin bir uzman tarafından dinlendiği testtir. Bu test sırasında hastaların seslerini değişik biçimlerde

kullanmaları isteniyor. Hastalarla sohbet ediliyor; onlardan bir metni yüksek

ve alçak sesle okumaları, yüksek sesle bağırmaları, bazı tonları kesintisiz

ve değiştirmeden söylemeleri, değişik üç tonu söylemeleri isteniyor. Bu

sırada uzman, hastanın ses özelliklerini tespit ediyor. Test sırasında ayrıca,

ses tellerinin titreşimindeki düzensizlikler gibi uzmanın duyamadığı ses

özellikleri bilgisayarlar yardımıyla kaydediliyor. Hastanın sesinin dinlendiği

bu test sonucunda uzmanlar genellikle hastanın ne tür bir sorunu olduğu

konusunda fikir sahibi olabiliyorlar. Hastaların ses tellerinde vokal nodüller,

polipler, kistler yada tümör olabiliyor; kimi zaman da “vokal kord paralizi”

denilen hastalık hastanın konuşamamasının nedeni oluyor. Bu hastalıkta, aslında birer kas olan ses telleri, sinirler tarafından uyarılamadıkları için

açılıp kapanamaz, hareketsiz kalır. O nedenle de kişi konuşamaz. Ses tellerindeki bu hastalıkların ortaya çıkmasının nedeni, genellikle hastaların bir kısmının seslerini aylarca, hatta yıllarca yanlış kullanmalarından

kaynaklanıyor. Aşırı yüksek yada düşük bir perdeden konuşmak, sesi aşırı zorlamak, soluğu yanlış kullanmak, klimalı ortamlarda sık sık konuşma yapmak, sigara içmek, aşırı alkol tüketmek ses tellerimize büyük ölçüde

zarar verir. Foniatrik tanı, özellikle ses sanatçılarının, seslerini yalnızca fazlasıyla zorlamakla kalmayıp, aynı zamanda yanlış alınan şan eşitimi

sonucunda seslerini sistematik olarak yanlış geliştirdiklerini ortaya koyuyor. Sesle uğraşan uzmanlar, bunun nedeninin profesyonel ses sanatçılarının yada şan öğretmenlerinin, sesimizin oluştuğu düzeneğin fizyolojisini çok iyi bilmemelerinden kaynaklanabileceğini düşünüyorlar. Hastalar, seslerinin rahatsızlığıyla ilgili tanı konduktan sonra, uzmanlardan sesleriyle ilgili endişelenecek bir durumun olmadığını öğreniyorlar. Çünkü sesimiz, örneğin kulaklarımız gibi, bedenimizin kesinlikle değiştirilemeyen bir olgusu değil. Ses tellerimiz eğitilebilir, biçimleri değiştirilebilir, onları tıpkı bir müzik

enstrümanı gibi kullanabiliriz. İşte bu nedenle hastaların birçoğu, ses tellerindeki organik bozukluk giderildikten sonra, bir ses ve konuşma

uzmanına gönderiliyor. Bu uzman hastalara seslerini doğru kullanmalarını öğretiyor.

Sesimizi Görebiliriz

Tanı aşamasında hastalara seslerinin nasıl oluştuğu, yani olağan zamanlarda kesinlikle göremeyecekleri ses telleri gösteriliyor. Böylece doğru "çalmaları" beklenen müzik enstrümanları olan ses tellerinin nasıl çalıştığını görebiliyorlar. Günümüzde tıbbın değişik alanlarında, hastanın bedeninde kesik açmadan yapılan ameliyatlarda kullanılan endoskopi yöntemi, ses tellerinin tedavisinde de kullanılıyor. İnsanın sesinin gırtlakta nasıl meydana geldiğinin görülebildiği bu yöntem sırasında ses telleri 10-15 kez büyütülüyor. Muayene, "videostroboskopi" ve "transsimülasyon" yöntemlerinden yararlanılarak yapılıyor. Videostroboskopide, ucunda bir mercek sistemi olan bir çubuk hastanın boğazına veriliyor. Stroboskop, titreşen ses tellerini, hareketleri videoda 100 kez daha yavaş görülebilecek biçimde görüntülüyor. Böylece, örneğin bir saniyede bir titreşim görülebiliyor. Bu görüntüleme yönteminde ses tellerinin hareketi tıpkı yan yana duran iki perdenin arasından bir hava akımının geçmesi sonucunda perdelerin aralanıp kapanmasına benziyor. Stroboskop yardımıyla hastanın gırtlağının içini görüntüleme işlemi sırasında, ayrıca dıştan, hastanın boğazının ön kısmına bir ışık kaynağı tutuluyor. Böylece hastanın solunum borusu ekranda kızıl renkte görünüyor. "Transsimülasyon" adı verilen bu yöntemle, titreşen ses tellerinin alt kısmı, ayrıca yüzeyleri de görüntülenebiliyor. Muayene sırasında, en başta, kronik ses kısıklığına yol açan etkenler görülebiliyor. Ses tellerinde polipler, ödemler, şarkıcıların çok korktuğu nodüller olabiliyor. Bu tür hastalıklar eskiden ancak genel anestezi altında cerrahi müdahalelerle giderilebiliyordu. Günümüzdeyse ses tellerindeki bu tür organik bozukluklar, kum tanesi büyüklüğündeki şişlikleri bile fındık büyüklüğünde gösteren stroboskop kameraları yardımıyla ayakta tedavi ediliyor. Ancak sesin tedavisi sırasındaki en önemli yardımcı unsur kulağımızdır. Ses tellerinin ameliyatı sırasında uzman hastadan belirli aralıklarla bir melodiyi söylemesini istiyor. Uzman, lokal olarak uyuşturulan ses telleri üzerindeki organik bozukluğu hafifçe kazıyarak temizlerken, her kazıma hareketinden sonra belirli bir sesi çıkarmasını rica ediyor. Ses, berrak ve sağlıklı gelmeye başladığı anda ameliyat sona eriyor. Ameliyattan sonraki üç günü konuşmadan, suskun geçirmesi gereken hasta sonunda

sağlıklı sesine kavuşuyor.
 
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları

Pavarotti’nin Ses Telleri Özel mi?

Bir insanın gırtlağına videostroboskopla bakarak onun nasıl bir sese sahip olduğunu anlayabilir miyiz? Bir insanın ses tellerinin yapısından onun çok yetenekli bir şarkıcı olduğunu yada olabileceğini görebilir miyiz? Kısaca, Pavarotti’nin ses telleri bizimkilerden yapısal olarak farklı mıdır? Bir insanın gırtlak ve ses tellerinin yapısına bakarak onun yetenekli bir şarkıcı olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemeyiz. Anatomik olarak Pavarotti ile tenor düzeyinde ses perdesine sahip herhangi bir erkeğin gırtlak yapısı benzerdir. Bir sesin tınısı, yalnızca ses tellerinin titreşiminin ürünü değil, neredeyse bütün bedenin katkıda bulunduğu bir sanat ürünüdür. Bazı seslerin kuvvetli, bazılarınınsa kısık çıkmasını sağlayan solunum borusunun üst kısmı; göğüs ve karın kasları; gırtlaktaki ve artikülasyonu (boğumlanmasını) sağlayan düzenekteki kaslar, hepsi birden karmaşık bir işbirliği içerisinde hava basıncını ve ses tellerinin uzunluğunu, gerginliğini, esnekliğini ve biçimini düzenlerler. Böylece de sesimizin perdesi, yüksekliği ve tınısı ortaya çıkar. Bir cümleyi yada bir melodiyi söylerken, olağanüstü bir eşgüdüm içinde, yaklaşık olarak 50 kasımız harekete geçer. Ancak Pavarotti gibi opera sanatçılarında bu sayı bir arya sırasında çok daha fazladır. Sanatçılar, şarkı söylerken bütün bedenin olanaklarından yararlanırlar.

Sesimiz Başkalarının Sesinden Nasıl Ayırt Edilir?

Sesimiz, kişiliğimize ilişkin ipuçları verdiği gibi, çoğu zaman ruh halimizi de yansıtıyor. Her birimiz farklı yapıda olduğumuz için doğal olarak sesimiz ve konuşma biçimimiz arasında büyük farklılıklar olabiliyor. Kulağımızın olağanüstü algı yeteneği ile güçlü belleğimiz sayesinde tanıdığımız insanların seslerini kolaylıkla ayırt edebiliyoruz. Sesimizin bazı ayırıcı özelliklerinden dolayı, tanıdık birinin sesini telefonda duyduğumuzda o kişiyi tanıyabilmemiz için yalnızca birkaç sözcük söylemesi yeterli oluyor. Bu ayırıcı özellikler, hem birlikte hem de ayrı ayrı etkinlik gösteren bir dizi konuşma - ses eylemlerinden oluşuyor. ABD’nin Arizona Üniversitesi’ndeki Konuşma ve işitme Bilimleri Bölümü’nden Prof. Dr. Daniel R. Boone, bu ayırıcı özellikleri şöyle sıralamış:

· Bir solukta söylediğimiz sözcüklerin sayısı: Kimimiz bir solukta az sayıda sözcük söylerken kimimiz daha çok sayıda sözcük söyler.

· Konuşma hızımız: Olağan konuşma hızı yaklaşık olarak dakikada 150 sözcüktür. Bu sürede daha fazla yada daha az sayıda sözcük

söylüyorsak bu, sesimizin kendine özgü özelliğini daha da belirginleştirir.

· Konuşma ritmimiz: Tek bir soluk alışta söylediğimiz sözcüklerin sayısıyla konuşma hızımız konuşma ritmimizi belirler. Konuşurken kullandığımız melodi ve konuşma aksanı, ses tonumuzdaki değişimler sesimizin belirleyici özellikleridir.

· Soluk almadaki rahatlığımız: Kimimiz konuşurken yeterli miktarda soluğa sahip olamama konusunda endişeye kapılır. Kimimizeyse soluğu hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Alışkanlık haline gelen bu tür soluk alma biçimleri sesimizin özelliğini belirler.

· Ses perdesi: Ses perdesi, kişiden kişiye farklılık gösterir. Hatta aynı yaşta ve cinsiyetteki kişiler arasında bile farklılık gösterir. Ses perdemizin ne kadar yüksek yada alçak olduğu sesimizin başka seslerden ayırt edilebilmesi konusunda önemli bir unsurdur.

· Sesimizin kuvveti: Sesin kuvveti, doğal olarak, konuştuğumuz ortama göre değişir. Ancak bazı insanlar her türlü ortamda daha kuvvetli ya da daha yumuşak bir ses tonuyla konuşurlar.

· Sesimizin göreli olarak dinginliği ya da gerginliği: Sesimizin tonundan ne kadar dingin ya da gergin olduğumuz anlaşılır. Sesimizin nasıl çıktığı, içinde bulunduğumuz koşulu yansıttığı gibi, aynı zamanda psikolojik durumumuza ilişkin fikir verir.

· Ruhsal durumumuz: Sesimizin özgün yapısı ruh halimizden, yani mutlu, üzgün, heyecanlı, sıkıntılı, endişeli veya iyimser olmamızdan etkilenir.

· Sözcükleri söyleyişimizdeki anlaşılırlık düzeyi: Konuşma biçiminin ya da söyleyişin anlaşılırlığı kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Bazı kişiler konuşurken, sözcükleri değişik biçimde vurgular yada söylerler. Bazılarının küçük yada büyük söyleyiş sorunları vardır. Örneğin, bazı insanlar "r" leri düzgün çıkarmada güçlük çeker, bazılarıysa peltek konuşur. Söyleyiş farklılıkları, konuşma biçimimizi başkalarınkinden ayıran başlıca davranışlardandır.

· Sesimizin tınısı: Sesimiz, büyük ölçüde tınısı yoluyla tanınır. Konuşurken, dilimizin pozisyonu, ağzımızın açıklığı sürekli değişir. Bunlar da sesimizin özgün olmasına katkıda bulunur. İşte, konuşurken bütün bu konuşma-ses eylemleri bir araya gelir ve bunun sonucunda ortaya yalnızca kendimize ait olan özgün sesimiz çıkar.

Sesimize iyi Bakıyor muyuz?

Sesimize pek de iyi bakmadığımız konusunda, sesle uğraşan neredeyse bütün uzmanlar hemfikir. Kilomuza dikkat ediyor, spor yapıyor, yüz bakımı uyguluyoruz, ama sesimize iyi bakmak aklımızın ucundan bile geçmiyor. Ne zaman ki sesimiz kısılıyor yada tamamıyla yok oluyor, o zaman bir şeyler yapmamız gerektiğinin farkına varıyoruz. Bu şekilde davranmamız belki de sesimizi oluşturan düzeneği göremememizden kaynaklanıyor. Ancak sesimizin sağlıklı ve güzel çıkması en az dış görünüşümüz kadar önemli. Kulağa hoş gelen bir ses, üzerimizde sesin sahibi hakkında son derece olumlu bir etki bırakıyor. Eski çağlara baktığımızda, Eski Yunanlılar ve Romalılarda, ses eğitiminin, genel eğitimin önemli bir bölümü olduğunu görüyoruz. Toplumsal yaşama katkıda bulunmayı amaçlayan her erkek, bir ses uzmanından doğru soluk alma, düzgün konuşma ve şarkı söyleme

dersleri almaya zorunluydu. Ancak günümüzde çoğumuzun bunlara zaman ayırması güç. O nedenle, uzmanların, en azından ses bakımıyla ilgili önerilerini önemsememiz yeterli olur. Uzmanlara göre:

1. Sigara içmemeliyiz. Sigara dumanı, ayrıca alkollü içecekler ve klimalı ortamlarda uzun süre bulunma ses tellerini tahriş eder, hatta kurumalarına yol açar. 2. Bol miktarda sıvı tüketmeliyiz; ve soluduğumuz havanın kuruluğunu azaltmak için olabildiğince burnumuzdan soluk almalıyız. Ayrıca, boğazımızı ses çıkararak temizlememeliyiz. Bu, ses tellerini, yarım saat konuşmak kadar yorar. Boğazı temizlemek amacıyla öksürmek daha doğru olur. Sesimize özen göstermemize rağmen konuşurken zorlanıyorsak ve sesimiz kısılıyorsa büyük olasılıkla kronik olarak fazla tiz yada pes bir perdeden konuşuyoruz. Oysa sesimizin hep sağlıklı ve güzel kalması için ses tellerimizi yıpratmadan konuşmalıyız. Bu ancak "doğal" sesimizle, yani gerçek sesimizle konuşmakla mümkün olur. Çok az bir çaba göstererek ürettiğimiz sese doğal ses denir. Doğal sesimizle konuşurken, yapımıza uygun olan perdede konuşuruz. Doğal sesin çıkması için, soluk alma, ses tellerinin titreşimini sağlayarak konuşma ve tınlama gibi doğal düzenekler arasında doğal bir dengenin olması gereklidir. Peki doğal sesimizi nasıl keşfedebiliriz? Konuşurken zorlanmadan soluk alıp veriyorsak, konuştuğumuz ses perdesi gırtlağımızda çok az bir kas gücünü gerektiriyorsa ve sesimizin tınısı pürüzsüz ise, doğal sesimizle konuşuyoruz demektir. Sesin üç bileşeni olan soluk alıp verme, ses tellerinin titreşimi ve tını dengeli ve neredeyse hiç güç sarf etmeden çalışır. İnsan sesiyle ilgili olarak çalışan uzmanlar, sesimizin kaliteli çıkması için ayrıca "odağının" iyi olması gerektiğini söylüyorlar. Odağı iyi olan ses, sanki ağzın merkezinden,

dilin tam üzerinden çıkıyormuş gibi gelir.
 
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları



bu linki tıklarsanız ses tellerinin resimlerini ve ses telleriyle ilgli çeşitli hastalıkların nasıl olustuğunu ve resimlerini göreceksiniz bence herkesin görmesi ve bilmesi gereken bi konu


saygılar....
 
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları

çok faydalı bilgiler yalnız şu sigara denen illeti nasıl bırakacagım bilmiyorum açıkçası 2 paket içiyorum günde
 
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları

Valla üstad bende kullanıyorum ama ben çok nadir kullanıyorum biraz irade meselesi ve arkadaş ortamından kaynaklanıyo mesela ben bütün hafta içmiyorum aklıma bile gelmiyo ama izinli günümde arkdaşlarımla biraraya geldiğim zaman acayip içesim geliyo hatta arkadaşlara şu sigarayı bırakmam için önce sizi bırakmam lazım diye makara yapıyom bazen ama tamamen irade meselesi kafanda bitiricen yani önce...

saygılar...
 
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları

çok güzel arkadaşım bunlarda lazım
 
Cevap: Ses Sağlığını Korumanın Yolları

çok faydalı bilgiler.teşekkür ederim haberci_arif ..iyi çalışmalar.
 

Benzer konular

Demonu Paylaş Yine Yarışma Yapalım mı ? Anket

  • Evet

    Oy: 18 66.7%
  • Kararsızım

    Oy: 7 25.9%
  • Hayır

    Oy: 2 7.4%

Delüxe üyelik Yapın sizinde olsun.. (Sunucu Ödemeleri için katkınız olsun)

Son kaynaklar

İyiki Doğdunuz :)

Geri
Üst